– Ba-Bs bildirim formlarında yer alan bilgilerin analizi sonucuna göre,
-Kredi kartı satış bilgileri ile katma değer vergisi (KDV) beyannamelerinin karşılaştırılması sonucuna göre,
-Yıllık beyannameler ile muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinin karşılaştırılması sonucuna göre,
-Çeşitli kurum ve kuruluşlardan elde edilen bilgiler ile asgari ücret tarifelerinin karşılaştırılması sonucuna göre,
-Yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri üzerinde yapılan indirimlerin, kanuni oranların aşılması durumunda,
-Dağıttığı kâr üzerinden tevkifat yapılmadığının tespit edilmesi durumunda,
-Geçmiş yıl zararlarının mahsubu yönünden,
-İştirak kazançlarının ilgili hesapta gösterilmemesi durumunda,
-Kurumlar Vergisi Kanununun 5/1-e maddesindeki istisna durumunda,
-Örtülü sermaye yönünden,
-Ortaklardan alacaklar için hesaplanması gereken faizler yönünden,
-Ortaklık hakları veya hisselerini elden çıkardıkları halde beyanda bulunmayan limited şirket ortakları yönünden,
-Gayrimenkul alım-satım bedelinin eksik beyan edilmiş olabileceğine dair haklarında tespit bulunanlar yönünden,
-Gayrimenkullere ilişkin değer artışı kazançları yönünden,
-Gayrimenkul sermaye iratlarını beyan etmeyen, eksik veya hatalı beyan edenler yönünden,
-Sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanılması durumunda (belirli miktar açısından),
vergi mükellefleri izaha davet edilebilir.
Yukarıda yer verilen hususların her biri kendi içerisinde özellikli durumlar arz etmekte olup, bu durumda olan kişi ve şirketlere göre farklı hususlar olabilmektedir.
Sonuç
İzaha davet yazısı tebliği alındıktan sonra, yasal süreler içinde doğru ve hakları koruyacak şekilde hareket edilmesi büyük önem taşır. Bu süreçte izlenebilecek farklı yöntemlerin birçok farklı hukuki sonucu olabilecektir.
Bu nedenle, vergi borcu çıkarma ve cezalandırmalara ilişkin çok önemli sonuçlar doğurabilecek izaha davet sürecinin, vergi hukuku alanında uzman bir avukat ile birlikte yürütülmesi gerek kişilere gerekse şirketlere yönelik hak kayıplarının önlenmesinde faydalı olabilecektir.